Küçük ölçekli ekran sektöründe Full HD çözünürlük standardına geçiş 2012’nin son çeyreğinde başlamış ve bu hızlı başlangıçla 2013’te en üst düzey firmalarından uzak doğulu yerel üreticilere kadar endüstrinin dört bir yanına hızla nüfuz edeceğinin sinyallerini vermişti. LG Display, Sharp, Japan Display gibi LCD pazarının önderlerinin Full HD panel üretimiyle alakalı yol haritalarını hayata geçirdiği bu dönemde teknoloji dünyasını en çok meraklandıran husus, OLED panel sektörünün hakimi Samsung’un üç yıldır düzenli olarak geliştirdiği Super AMOLED çözümünü nasıl Full HD çözünürlük seviyesine taşıyacağıydı. Mevcut üretim tekniğiyle 300ppi ve üzerindeki yoğunluklara dahi standart RGB altpiksel dizilimiyle ulaşamayan Güney Koreli üreticinin bir yılda 441ppi düzeyine gelmesi ve bu nitelikteki bir paneli yüksek verimle seri üretime sokmasının imkansız olduğu dile getiriliyor ve bu sene LCD’ye dönüş yapılacağı farklı kaynaklar tarafından beyan ediliyordu.
Mart 2013’te New York şehrinde düzenlediği büyük tanıtım etkinliğinde yeni nesil Super AMOLED’ini Galaxy S4 ile resmen gün yüzüne çıkaran Samsung, önümüzdeki günlerde bu akıllı telefonunu onlarca ülkede, yüzlerce operatör vasıtasıyla milyonlarca tüketiciye ulaştırmış olacak. Bu sayede Full HD çözünürlüklü OLED üretmeyi başaran ilk isim olmasının yanı sıra böyle bir ekranla donatılan ilk cihazın da üreticisi olarak anılmaya başlayacak mobil sektörün lideri, henüz yeni nesil görüntü birimini nasıl ürettiğini açıklamış değil. Fakat OLED uzmanlarının yaptıkları açıklamalar, birkaç yıldır pilot üretim hatlarında geliştirilen lazer tabanlı LITI sürecinin benimsenmiş olabileceği yönünde. Altpiksel diziliminde tercihin ise; avantajları olduğu gibi bazı olumsuz nitelikleri de bulunan farklı bir PenTile versiyonundan yana kullanıldığı paylaşılan çeşitli görüntüler sayesinde ortaya çıktı.
Ekranlar üzerine bilimsel çalışmalarda bulunarak kendi ekran optimizasyon teknolojilerini geliştiren DisplayMate, kendilerine Samsung tarafından gönderilen, Galaxy S4’ün 5.0 inçlik Full HD (1920 x 1080), 441ppi piksel yoğunluğuna ve 69cm2’lik bir alana sahip OLED ekranının entegre ediliği üretimin ilk aşamalarında imal edilmiş ünite üzerinde gerçekleştirdikleri bir dizi faaliyetler sonucu panelin tüm detaylarını rapor halinde yayınlayarak yeni nesil Super AMOLED hakkında çok sayıda veriyi gün yüzüne çıkardı. OLED türünün en gelişmiş örneği olarak nitelendirilen, Galaxy S III’teki panel ile kıyaslandığında ciddi bir gelişim gösteren ve en iyi LCD’lerle neredeyse tüm alanlarda aynı seviyeye gelen ekran, gelişme durumunu Galaxy S3 ve Apple iPhone 5’i de kapsayan karşılaştırma tablosunda çok daha iyi bir şekilde gösteriyor.
Samsung’un elmas piksel isimlendirmesini layık gördüğü yeni altpiksel dizilimi, PenTile ile aynı mantığı paylaşmaya devam ediyor. Kullanım ömrü oldukça kısa olan mavi altpikseller, bu sebeple sayıca az, fakat daha büyük bir formda sisteme elmas şeklinde işlenmiş. Benzer şekilde konumlandırılan kırmızı birimler, maviden belirgin şekilde daha küçük üretilmiş. Çok daha uzun ömürlü olan yeşil OLED elemanlarıysa, bu iki büyük birim arasında sıkıştığından oval bir görünüm kazanmış. Oldukça küçük olan yeşil renkteki altpikseller, ekran üzerinde en fazla kullanılan eleman. Altpiksel değerleri inç başına değerlendirildiğinde, yeşil 441 ile piksel yoğunluğuyla aynı düzeydeyken, kırmızı ve mavi renkteki OLED’ler 312 seviyesinde kalıyor. Bu durumun yol açabileceği sorunlar, oldukça yüksek olan çözünürlük sayesinde neredeyse tamamen ortadan kalkıyor.
Full HD çözünürlüğünün küçük ölçekli panellerde insan gözünün bu kadar küçük görüntü birimlerini seçemeyeceği gerekçesiyle görüntüye hiçbir artısı olmayacağı görüşünün aksine DisplayMate, bu standardın benimsenmesi sayesinde Galaxy S4’ün önceki nesil Super AMOLED’lerden çok daha kaliteli bir görüntü sunduğunu, Full HD markasının bir pazarlama etiketinden ibaret olmadığını ve böyle bir panelin birçok yönden daha iyi niteliklere sahip olduğunu belirtiyor. Aradaki fark, Full HD çözünürlüklü içerikler görüntülendiğinde en üst seviyeye ulaşıyor. Galaxy S4, içeriği yeniden işlemeden kendi yapısıyla birebir uyumlu ekranına yansıtabilirken, daha düşük çözünürlüklü aygıtlar hem veriyi mevcut çözünürlüğe uyarlamak için enerji harcıyor hem de daha kötü bir görüntü performansı sergiliyor.
Galaxy Note II’de de olduğu gibi kullanılan dijital ekran teknolojisi ile oluşturulmuş beş farklı ekran moduyla gelen Galaxy S4, ekran kalibrasyon değerleri ve görüntü kalitesi bölümlerinde Film Modu ile en iyi sonuçları elde ediyor. Mobil çözümlerde oldukça önemli olan ışığı yansıtma değerlerinde de DisplayMate’nin şimdiye kadar test etmiş olduğu ürünler arasında en iyi değeri Galaxy S4 elde ediyor. Film Modunda dahi aşırı dolgun bir renk yelpazesi sunan panel, Apple iPhone 5’in IPS LCD’si kadar standarda yakın olmasa da Galaxy S III kadar abartılı bir palet de sunmuyor. Fakat yeşil renkteki yüksek gamut değerine hiçbir ekran modu çare olamıyor. Bunu rağmen genel olarak B+ notu layık görülen Galaxy S III’ü geride bırakan S4, A seviyesinde LCD türünün en iyi örneklerinden birine sahip iPhone 5 ile düzeyini eşitlemiş oluyor.
Söz konusu parlaklık olduğunda OLED’ler pek iyi bir iş çıkartıyor olmasa da, Samsung’un yeni paneli otomatik parlaklık ayarının aktif hale geldiği bir durumda 475cd/m2 değerini görüyor. DisplayMate’nin elinden geçen en parlak cihaz olan iPhone 5 ise; 556cd/m2 ile S4’ün pek de uzağında değil. Bu parlaklık değeriyle yeni Super AMOLED’in birçok LCD’den daha parlak olduğunu söylemek mümkün. Ayrıca beyaz renk performansı baz alındığında da Galaxy S4’ün mavimsi bir görüntü sağlayan Galaxy S3 ve iPhone 5’i geride bırakarak mükemmele yaklaştığı gözlemlenmiş. Aynı durum 30 derecelik izleme açısında yaşanan parlaklık kaybında da mevcut. %22 kayıpla S4’ü %28’lik S3 takip ederken, iPhone 5’in parlaklık kaybı %60’a kadar çıkabiliyor.
Güç tüketiminde orta düzeydeki parlaklıkta görüntülenen bir fotoğraf için hemen hemen aynı harcamada bulunan üç akıllı telefonun ekranı, en yüksek parlaklık ve beyaz ekranda birbirlerinde ayrılıyor. Bu şartlarda OLED paneller LCD’den neredeyse iki kat daha fazla güç harcıyor ve böylece internette dolaşmak gibi faaliyetler pil ömrünü ciddi şekilde etkileyebiliyor. Yine de uzak doğulu teknoloji devinin yeni paneli önceki çözümünden %20 civarında daha tasarruflu çalışıp %68 daha fazla ışık yayarak üreticisinin tanıtım sırasındaki güç tüketimi ve parlaklıkla ile ilgili sarf ettiği sözleri tasdik etmiş oluyor. Daha geniş, daha yüksek çözünürlüklü ve daha parlak olmasına karşın daha tasarruflu olabilmeyi Universal Display’ın yeşil fosforesans materyaliyle üretim gerçekleştirerek sağlayan Samsung, OLED teknolojisindeki hızlı gelişmesini de en iyi şekilde gözler önüne sermiş oluyor. DisplayMate’nin 2010 akıllı telefon panelleri karşılaştırmasında Nexus One’daki PenTile dizilimli ürünüyle son sırada yer alan firma, üç yıl sonra en iyi LCD’lerle kıyas edilen Super AMOLED’iyle yeniden ekran uzmanlarının karşısına çıktı.
LCD’ler IGZO gibi farklı yarı iletken materyallerle performanslarını artırıp Sony’nin yeni TRILUMINOS teknolojisine dahil ettiği gibi kuantum noktacıklarından faydalanarak OLED’ler ile aynı seviyede renk yelpazesi sunabileceği seviyeye yükselirken; Samsung ve LG öncülüğünde OLED türünde de çok önemli bir devrim yaşanmak üzere. Her iki Güney Koreli firmanın alt kuruluşları Samsung Display ve LG Display’de yaşanan son gelişmeler, çok ince ve hafif, kırılmaz, esnek yapıda üretilebilen plastik OLED’lerin yıl sonuna kadar son kullanıcıya hazır çözümlerde yer bulacağını gösteriyor. Panel sektörünü değiştirecek bu kilometre taşı niteliğindeki değişimlerin aşılmasıyla OLED ve LCD’nin yeniden değerlendirilmesi gerekecektir. Mevcut nesil ele alındığındaysa, durumun Samsung Galaxy S4’ün gelişiyle birçok yönden dengelendiği, hatta bazı hususlarda üstünlük kurulduğu ve parlaklık gibi kriterlerde aradaki farkın oldukça azaldığı görülüyor.